top of page

Beton Hayvan Deniz

Kıyı Project/2023 Antalya

Tarih: 10-16 Nisan 2023
Mekân: Lara Falezler (Erenkuş Plajı)

Sanatçılar:

Ali Kanal, Batuhan Öztürk Berna Dolmacı Çiğdem Yola, Esin Aykanat Avcı, Gülden Ataman,

Handan Dayı, Ilgaz Özgen Topçuoğlu, Kemal Tizgöl, Şafak Çetin Özkan

Küratör: Özge Yağcı

afiş-beton hayvan deniz-50x70cm (1).jpg

Sergi Metni/

Bedeni düşünüyorum ve onu tüm alışılageldik hiyerarşik okuma biçimlerinin uzantısı olarak görmeyi reddetmeyi. Yatay bir eksende uzanıyor tüm organlarım. Beynim kontrol merkezi olmayı bırakıyor, midemle aynı düzlüğe yerleşiyor, bacak kaslarımı hissediyorum. Şimdi tüm bu dik kayaları geçip, merdivenlerden denize uzanma vakti... Şehrin kuşatıcı varlığından sıyrılıp denize inmek bir anlamda bedenle yeni bir ilişkilenme modeli üretmekle sonuçlanıyor. Mekanların kapsayıcı dilinden uzaklaşıp denize açılmak var olduğumuz adaya da uzaktan bakmak anlamına geliyor. Adanın yalıtılmış dili kendi içine kapanan her mekan ya da beden formu gibi ancak onu terk ettikten sonra çözülüme kavuşuyor. Böylelikle sonsuz bir bağlantılama ağının bir parçası haline geliveren beden bir nevi konumunu kaybediyor. Her kayıp yeni bir buluş ve mekana dair yeni bir okuma alanı üretiyor. Bir kayanın mekan üretimi üzerine düşünmeye başlıyor zihnim. Birbiriyle ilişkilenen bu farklı oluşumlar kendi içlerinde bir konuşma biçimi üretiyorlar. Su ise varlığı ile bu diyalogu inşa eden, ete kemiğe büründüren şey gibi bazen hırçın bazen sakin bir tonda sesleniyor. Her biri bir diğerinden yeni ayrılmış kayalar birbirine doğru uzanıyor, kimileri görece yakın, kimileri yalnız olmayı seçmiş gibi ötede ve yabancı.

 

Ova boyunca yayılan travertenler denizin altından da ilerleyerek uzanabilecekleri en uç noktaya erişiyorlar. Karstik bir kayanın üzerine uzanıvermek sizi bu geniş traverten kütlesinin bir parçası haline getirmeye yetiyor. Suyun akışına izin veren bu yapılar her daim inşa sürecinde bir oluş formu üretiyorlar. Vuran her dalgada oyukları biraz daha derinleşiyor, formu başkalaşıyor. Varlıkları yüzyıllar öncesine dayanan bu kaya parçaları hem kentli hem de bulunduğu doğa parçasıyla yatay bir hiyerarşi kurguluyorlar. Üzerlerinde kentli bir gezginin ayak izlerine rastlamak mümkün olduğu kadar kimsenin erişimine izin vermediği saklı alanlara da rastlamak imkân dahilinde... Dolayısıyla boylu boyunca uzayıp giden sahil oluşumlarının sunduğu ilişkilenme biçimlerinden farklı bir konuşma biçimi üretiyorlar. Girift yapılar, girintiler, çıkıntılar, farklı yükseltiler, oyuklar ve düğümler kıyıya dair alışıldık tüm okuma biçimlerini kendi içerisinde yeniden tesis ediyorlar.

 

Bir sanat projesi ile kıyıya yerleşme jestinin ikinci sergisi “Beton, Hayvan, Deniz” şehri akışkan bağlarla dolaşan kıyı çizgisine dair yeni bir okuma üretiyor. Bu sefer deniz seviyesinin biraz üzerinde falezlerin kıyıya erişime izin verdiği ölçüde bir mekân kurgusu içerisine yerleşiyor. Kıyı böylelikle seyirlik bir manzara oluşunun ya da gündelik kullanımlarının ötesine taşınarak sanat aracılığıyla kavranan ve paylaşıma açılan müşterek bir mekân halini alıyor. Sanatçıların kıyısı taşların sertliği ile konuşan, onunla yeni bir diyalog formu üreten işleri su yüzüne çıkarıyor. İzleyici ise günlük plaj kullanımlarına eklemlenen bu yeni diyalogu keşfe çıkan meraklı bir bakışa soyunuyor. Bir kayanının mekân üretimi üzerine düşünmek kıyının sunduğu arayüzde yeni bir kırılma alanı yaratıyor. Falez ve denizin varlığı, akış ve kesintilerin süresiz takibinde dalgaların düğümlendiği ve tekrar çözülüme kavuştuğu bir oluş formu üretiyor. Sazlıklar, kaya korukları, kapariler ve farklı otlar daha önce hiçbir kıyı jestinde görülmediği üzere kendilerine yer buluyorlar. Kara ve su ortamının bileşeninde bir yüzü şehre dönük diğer yüzü denize ikili bir anlatı yapısı oluşuyor. Antalya’ya özgü kıyı oluşumlarının şehirle kurduğu ilişkilenme biçimlerinden bir yenisi, insan ve insan dışı türlerin ev sahiplinde kendine özgü bir ekosistemi inşa ediyor.

bottom of page