top of page

"Bir Sanat Projesi İle Kıyıya Yerleşmek",

Özge Yağcı,

Sanatatak, Haziran 2021

...

Son yıllarda artan merkez dışı kolektivite deneyimleri, güncel sanat ortamında odaktan kaçışın mümkünlüğü üzerine yeni bir söylem üretirken, lokal dinamikler etkisinde tekrarı kıran fark değerleri oluşturmaktadır. Bu kaçış çizgilerinin oluşturduğu kültürel ağlar ve haritalandırma sistemi, periferideki sanatçının ürettiği söylemin niteliğiyle doğru orantılı olarak yeni bir farklılık ve konum bildirimi şeklinde arşivsel bir nitelik kazanmaktadır. Antalya’da bu tarz güncel deneyimlerin eksikliği kenti atıl bir durumda bırakmakla birlikte, kentin güncel sanat haritasına nasıl konumlanacağı sorusu bir muamma olarak kalmaktadır.

 

Nurdan Gürbilek’in “bir sözcüğe ne kadar yakından bakarsanız, o kadar uzaktan dönüp bakacaktır size” hatırlatması kıyı sözcüğünde bir kez daha anlam bulur. Sözcük, fiziksel varlığıyla ilişkili şekilde yaklaşılmak istendikçe uzaklaşan, varlık alanını koruyan bir yapıya bürünür. Kara ile suyun birleştiği yer, kenar, periferi, sahil, ıssız ve tenha yer anlamlarındaki kıyı sözcüğü üzerine düşlemek, sözlük anlamından çıkıp poetik olana geçit verir. Kişisel/kolektif; an/ bellek; aidiyet/aidiyetsizlik ile ilişkilenen fiziksel ve düşsel ikili bir geçit.

...

 Devamını Oku.

Ekran görüntüsü 2023-12-20 162531.png

"Bir Kıyı Öyküsü",

Ebru Nalan Sülün,

Unlimited, Haziran 2023

Ekran görüntüsü 2023-12-20 162444.png

...

Beton, Hayvan Deniz, bir Avrupa Birliği projesi olan CultureCIVIC: Kültür Sanat Destek Programının desteğiyle 10-16 Nisan 2023 tarihleri arasında Özge Yağcı küratörlüğünde; Ali Kanal, Batuhan Öztürk, Berna Dolmacı, Çiğdem Yola, Esin Aykanat Avcı, Gülden Ataman, Handan Dayı, Ilgaz Özgen Topçuoğlu, Kemal Tizgöl, ve Şafak Çetin Özkan sanatçı katılımıyla Lara Falezler’de (Erenkuş Halk Plajı) kıyıya yerleşti.

 

Sergi küratörü Özge Yağcı’nın “Bir sanat projesi ile kıyıya yerleşme jesti” olarak ifade ettiği Beton, Hayvan, Deniz’e dair Yağcı’ya göre; sergi yoluyla “kıyı”, seyirlik bir manzara olma

halinden uzaklaşarak gündelik kullanımların ötesinde sanat aracılığı ile kavranan ve paylaşıma açılan müşterek bir mekân halini alıyor ve bu yolla Antalya özelinde kenti akışkan bağlarla dolaşan kıyı çizgisine dair sanat yoluyla yeni bir okuma da mümkün kılınıyor. Kıyı Project ve Beton, Hayvan, Deniz’e dair Özge Yağcı ve katılımcı sanatçılardan Ali Kanal, Gülden Ataman ve Handan Dayı ile konuştuk.

...

 Devamını Oku.

"Asfalt Zeminde Yürüyenlerin Keskin Falezlerle Buluştuğu Yerde:  “Beton Hayvan Deniz",

Esra Oskay,

Çapak, Haziran 2023

...

Suyun akışı sadece arazinin eğimini, yazın ne kadar sıcak geçeceğini veya ne kadar geç geleceğini, kışın soğuğunu, iklimlerin değiştiğini değil, sanki bunlar yetmezmiş gibi yaşadığımız kente dair daha birçok hakikati de anlatır. Erik Swyngedouw[1] bir bardak suyun “yerelden küresele, insandan insan olmayana doğru” çizilecek çok katmanlı bir haritayı bize hatırlattığını söyler (2009). Bir bardakta yolunu avucumuzun içinde bulan su; şehrin birbiri içine geçen katmanlarını tutar. Musluktan akan suyun kireci, bir apartmanın yüksek bir katında dört duvar arasında varlığını unuttuğumuz toprağı hatırlatır. Plastik damacanalar içinde “doğal” kaynağından evimize ulaşan suya her yöneldiğimizde artık içilemez olan musluk suyunun taşıdığı kentin manzarasını buluruz: “Özetle, benim bardağımdaki su kenti bir melez yapı olarak içinde barındırır.  Kentin sularında bir araya gelen yeraltı ve yerüstü su akışlarının, derelerin, boruların ve damarların rizomatik bağı… kenti üreten ve kent yaşamında somutlaşan sosyo-ekolojik süreçler için güçlü bir metafordur” (Swyngedouw, 2009: 66).

 

Antalya merkezli sanatçı inisiyatifi Kıyı Project “Beton Hayvan Deniz” [2]sergisinde, kentin kara ve su ekosistemi arasındaki ilişkiye odaklanırken benzer bir hareketle kente bakıyor. Bir bardakta kenti hatırlatan suyun hikâyesini denize girmek için beton bir iskeleye çevrilen Antalya’nın Erenkuş Plajı üzerinden gösteriyorlar sergide. Bizi denize yaklaştıran bu beton iskelede “sucul (aquatic) ve sucul olmayan (nonaquatic)”[3] arasındaki ilişkiyi düşündürürken kenti başka şekillerde görmenin, onun yerleşik kentsel formlarını bugünün şartları içinde yeniden ele almanın da olanaklarını sınıyorlar. Antalya’nın denizle buluştuğu alanları mesken tutan Kıyı Project; son projelerinde Konyaaltı’ndan yükselerek ayrılan falezler ve bu aralığa yerleşen eski kent merkezinin öteki tarafında Lara’nın kıyısına odaklanıyor, falezlerin keskin ve kaygan dokusunu betonda ve asfalt yollarda yürümeye alışık izleyiciyle buluşturuyor.  

...

 Devamını Oku.

bottom of page